GRAND KARTAL DAVASINDA BUZ KESEN AÇIKLAMA

Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de yangın faciasına ilişkin açılan davanın 3. duruşması bugün görülüyor. 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 137 kişinin yaralandığı olayda, otel sahibi Halit Ergül ve yöneticiler hakkında 78 kez “olası kastla öldürme” suçlamasıyla 1950 yıl hapis cezası isteniyor. 21 Ocak günü Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de meydana gelen feci yangında, 78 kişi hayatını kaybetmiş, 137 kişi ise yaralanmıştı.

GRAND KARTAL DAVASINDA BUZ KESEN AÇIKLAMA
A- A+ PAYLAŞ
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

Türkiye'nin yaşadığı en büyük yangın felaketlerinden olan faciaya ilişkin açılan davanın 3. duruşması bugün görülecek.

BAKANLIK YETKİLİLERİNE SORUŞTURMA İZNİ VAR, SORUŞTURMA YOK
Her olayda olduğu gibi Türkiye'yi yasa boğan bu davada da yargılama kişiye göre yürütüldüğü iddia ediliyor.

Bolu Belediyesi'nden tutuklu isimlerin olduğu davada, olayda ihmali olduğu iddia edilen Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan hiçbir ismin ifadesine dahi başvurulmaması, söz konusu iddiaları destekler nitelikte.

Davanın ilk duruşması 7 Temmuz’da görülmüştü. 10 gün boyunca sanık savunmaları, mağdur beyanları ve taraf avukatlarının görüşleri alınmıştı.

Mahkeme, 17 Temmuz’daki ara kararında bazı tutukluların durumunu değiştirirken, duruşma 22 Eylül’e ertelenmişti.

Kartalkaya'da evladını kaybeden Danıştay hakimi başvurdu: Bolu valileri de yargılansın Kartalkaya'da evladını kaybeden Danıştay hakimi başvurdu: Bolu valileri de yargılansın

SANIKLAR HAKKINDA 1950 YIL HAPİS CEZASI İSTENİYOR
Cumhuriyet savcısı tarafından sunulan 21 sayfalık mütalaada, şirket genel müdürü Emir Aras, Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir ve otel muhasebe müdürü Kadir Özdemir hakkında 78 kez “olası kastla öldürme” suçlamasıyla 1950 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Ayrıca belediye yetkilileri, teknik personel ve otel çalışanları için de “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlarından 22 yıl 6 aya kadar hapis cezaları talep edildi.

Play Video

Mahkeme, önceki celsede bir sanığın tutuklanmasına, diğerlerinin mevcut durumunun devamına karar vermiş, zararı gidermek istediklerini belirten sanıklara 15 gün süre tanımıştı.

Bugün görülen üçüncü duruşmada taraflar, esas hakkındaki savunmalarını mahkeme heyetine sunacak.

DURUŞMA BAŞLADI
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 20'si tutuklu 32 sanığın özel olarak hazırlanan spor salonuna getirilmesiyle duruşma başladı. Tutukluların salona getirilmesi sırasında bazı müştekiler tepki gösterdi. Yakınlarını kaybeden aileler, “Çocuklarımızın katilleri geliyor” dedi.

“ADALET BAKANLIĞI VE PEK ÇOK ÜST DÜZEY GÖREVLİ YARGININ ÖNÜNE BARİYER KOYMUŞTUR”
İlk olarak söz alan yangında oğlu Yiğit Gençbay’ı kaybeden Danıştay 9. Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay, şunları söyledi:

“Burada bir daha böyle olaylar yaşanmaması için örnek bir karar çıkacak, vicdanımız huzur bulacak. Ancak bu dava eksik başlamıştır. Pek çok şüpheli kamu görevlisi bu yargılamaya dahil edilmedi. Adalet Bakanlığı ve pek çok üst düzey görevli yargının önüne bariyer koymuştur. Başsağlığı dilemesi gereken Turizm ve Kültür Bakanı, televizyon televizyon gezip kendilerinin suçsuz olduğuna insanları inandırmaya çalışmıştır. Kamu görevlilerin yargı önüne çıkmasını engelledi. Çalışma Bakanı da kendi payına düşen bariyeri yargı önüne koyup kendi açısından sorumlu olan kamu görevlilerine soruşturma izni vermedi. Aynı şeyi İçişleri Bakanlığı da valiler açısından yaptı. Bakan Yardımcısına ilişkin süreci takip ediyoruz, onun da yargı önüne çıkacağına inancımız tam. Yargı önüne konulan bariyerlerin kaldırılacağına inanıyoruz. Biz 78 canımızla birlikte yandık.


“OTEL SAHİBİ AİLENİN TAMAMI BURNU BİLE KANAMADAN OTELDEN ÇIKTI”
Danıştay kararı ile soruşturma izni verilen Turizm ve Kültür Bakanlığı personellerinin derhal tutuklanarak görevlerinden uzaklaştırılması gerekmektedir. Ancak Sayın Bakandan bu yönde hukuka uygun bir tavır beklemek gerçekçi değildir. Tüm yönetim kurulu üyeleri açısından olası kast unsuru vardır. Çünkü otel yönetiminin sorumluluklarını hiç yerine getirmemesi ölüm sayısını artıran önemli bir etken olmuştur. Otel sahibi ailenin tamamı burnu bile kanamadan otelden çıktı. Ancak otelde kalan misafirler uyandırılmadı. İl Özel İdaresi gerekli denetim yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Görevli her bir idare, Belediye, Bakanlıklar vs. biri diğerinden denetim beklemiş. Sorumlu bu idarelerin biri dahi görevini yerine getirmiş olsaydı bu durum ortaya çıkmayabilirdi. Görevlerini yerine getirmeyen idareler nedeniyle hayatını kaybeden sayısı artmıştır. Burada yargılanan ve henüz buraya getirilmeyen kamu görevlilerinin eylemlerinin cezai sorumluluk getirdiği ortadadır.

“OTELDEN KAÇMALARI DA OLASI KAST UNSURU OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ”
Sanıkların yangın sırasındaki davranışları da olası kastın unsurunu oluşturmuştur. Yangın alarmlarının çalıştırılmamasını istemek de olası kasttan değerlendirilmelidir. Emir Aras ve eşi Elif Aras’ın kendileri ile aynı katta bulunanların kapısını bile çalmadan, hatta dışarıda karşılaştıkları misafirlere haber vermeden otelden kaçmaları da olası kast unsuru olarak değerlendirilmelidir. Sanıklar yangın öncesinde olduğu gibi yangın sırasında da ihmalli davranışlarda bulunmuşlardır. Elif Aras, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Emine Mürtezaoğlu yönetim kurulu üyeleridir. Ve bu üyelerin yönetim ve denetim görevleri vardır. Yangına ilişkin tüm tedbirleri almaları gerek. Bu sanıklar yangından sonra tutuklanana kadar sahibi oldukları diğer otelde ve bu otelde görev yapmışlardır. Bu yüzden bu sanıklar olası kastla cezalandırılmalıdır. Bu sanıklar kendilerine ait araçların otelin garajından çekilmesi için emir vermişlerdir. Benim oğlum yangından zarar görmeden çıktıktan sonra geri dönüp kendine emanet edilen canı teslim edene kadar insanları kurtarırken, bunlar diğer otelde afiyetle muzlarını yemişlerdir.

“BURADA İNTİKAM İÇİN DEĞİL, ADALET VE ADİL BİR YARGILAMA İÇİN BULUNUYORUZ”

Zeki Yılmaz, Yiğithan Burak Çetin’in de ihmali, kusuru vardır. Bu yüzden onlar da olası kasttan yargılanmalıdır. Bu davada verilecek karar ne olursa olsun bizim yitirdiğimiz canları geri getirmeyecektir. Biz bu dünyadaki sürgün hayatımızı bitirip canlarımıza kavuşuncaya kadar içimiz soğumayacak. Biz burada intikam için değil, adalet ve adil bir yargılama için bulunuyoruz. Bir daha bu tür organize kötülüklerin başka insanlara yaşatılmaması için burada bulunuyoruz. Bu davada verilecek karar, kamu görevlileri mevzuata uygun davranmadıkları takdirde cezalandırılacaklarını bilmelerine neden olacaktır. Bu davada verilecek olan karar, ‘artık bu toplumda hiçbir suç cezasız kalmıyor, kötülük yapanın yanına kar kalmıyor’ şeklindeki cezasızlık algısının toplum gündeminden sökülüp atıldığı, özgürlükçü, adaletli güzel günlerin başlangıcı olacaktır. Artık hiç bir anne öbür dünyada adaletin tecelli etmesinin eklemeyecek bu dünyada da adaletin tecelli edeceğini görecektir.”

“SUÇ VASFININ DÜŞÜRÜLMESİNİ BIRAKIN AĞIRLAŞTIRILMASI GEREKİYOR”

Gençbay’ın ardından duruşmada söz alan müşteki avukatı Mehmet Eren Turan, iddianamede 13 sanık hakkında olası kasttan ceza istendiğini hatırlattı ve “Yargılama aşamasında aksi yönde deliller dosyaya kazandırılmamıştır. Ancak yargılama sonucunda olası kast olan suç vasfı bazı sanıklar açısından bilinçli taksire çevrilmiştir. Sanıkların yangın sırasındaki eylemleri değerlendirmeye alınmamıştır. Oysa sanıkların eylemleri neticenin ağırlaştırılmasına neden olmuştur. Huzurdaki dava ile tüm kamu görevlilerinin dosyası birleştirilmeden karara çıkılmasını uygun bulmuyoruz” diye konuştu.


"BİR İNSANIN BİR TABLET KADAR DEĞERİ YOK MU?"

Yangında oğlu Yiğit Gençbay’ı kaybeden Ankara 11. İdare Mahkemesi Hakimi Serpil Gençbay da “Yangın sırasında kapıları çaldılar mı da hafifletici neden oldu ve suç vasfı değişti, Emine Mürtezaoğlu, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras için. Burada herhangi bir yargılama sürecine yardımları da olmadı, bırakın yardımı üstüne her şeyi gizliyorlar. Adaletin yerine getirilmesini engelliyorlar. Olay günü başka bir otelde beklerken Emine Hanım’ın torunu için birisine, ‘Tableti ve giysileri yanmış çok üzülüyor’ dediğini duyduk. Bir insanın bir tablet, bir elbise kadar değeri yok. 60-70 cenaze tır dorselerinde bekletiliyordu. Bunu söyleyenin cezası düşürülemez. Olası kasttan çıkarılması yüreğimizi yakacaktır. Masum değiller. Suç vasfının düşürülmesini bırakın ağırlaştırılması gerekiyor” dedi.

HALK TV

Bizi İnstagram'dan takip edin... instagram.com/mansetspor14/

Yorumlar

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.