Ceyda Hacıbekiroğlu'nun savunması şu şekilde:
“Olay gecesi oradaydım. Oğlumun çok yakın arkadaşını ve arkadaşımı kaybettim. Odada yardımcım ve iki çocuğum kalıyordu. Yardımcım kapıyı açtı ve yangın var dedi. 3.30 gibiydi, odaya duman doluyordu. Annemi aradım ‘Ne yapacağız’ dedim. Havlu ıslat, kapının altına koy ve çıkma dedi sonrada kapattı. Annemi aradım tekrar, köşe odadaydı. Sundurmaya atla oradan çık dedi. Camda çekecek vardı onunla kırmaya çalıştım. O sırada başka bir müşteri yakınlarını indirmeye çalışıyordu. Seni alacağım birazdan dedi. Ben bekleyemedim. Ben bekleyemedim ikinci camı kırıp sundurmaya indim. O an başım döndü, çocuklarımı kim çıksrdı bilmiyorum. Merdivenle sundurmadan indim. Annemi aradım, ‘Ben iyiyim’ dedi. Sonra Kartal Otel’e girdim. Çocuklarım oradaydı. Ellerimi kesmişim, yüzüm yaralanmış kan oldu. Çocuklarım, ‘Anne yüzüne boya mı sürdün’ dedi. Sonra insanlara yardım etmeye çıktım. Ortaokul yaşlarında bir çocuğa yardım ettim. Annemi istiyorum dedi onu görevlilere teslim ettim. İtfaiyeyi çok aradım, çok yardım istedim. Hatta yangın çok büyük helikopter bile istedim. Gelen itfaiye araçlarına yardım ettim. O sırada içerideki arkadaşımla telefonda konuştum. İtfaiyeler geliyor, sakin durun dedim. Yangın otoparka sıçrarsa büyük patlama olabilir dediler. Babamın aracı da otoparka çekilmesi gerekiyormuş. Bunu kayak hocası söyledi. Babamı aradım çekmesini söyledim. Bunu yanlış aksettirdiler. Otel açıldığında 7 yaşındaydım. İlk açıldığında kuzenim yönetim kurulunda görülüyordu, 5 kişi göstermek zorundalarmış. Sonra yaşım dolunca ablam gibi beni de yönetim kuruluna aldı babam. Ben İstanbul da yaşayan iki çocuklu bir ev hanımıyım. Yönetimde fiili olarak bir yetkim yoktur. Sadece tatillerde gelip gideriz. Tahliyemi istiyorum.”
Grand Kartal Otel’de çıkan yangına ilişkin tutuklanan Halit Ergül’ün kızı ve şirketin yönetim kurulu üyesi Elif Aras, "Nihai kararları babam verir. Biz emir, talimat vermeyiz, işletmeye karışmayız, imza yetkimiz yoktur. Biz arada bir zorunlu bir şeylere imza atmak için toplandığımız zamanlarda buluşmalara katılmam, bu işlerden anlamam. Eksikliklerle alakalı hiç bir bilgim yok ve bunlarla işim olmaz" dedi.
“ŞANS ESERİ KURTULDUM”
Elif Aras’a savunması için söz hakkı verildi. Olay gecesi kendisinin de otelde olduğunu ifade eden Aras, "O gece bende şans eseri kurtuldum. Ben 7. katta 7027 numaralı oda da kalıyordum. Saat 03.30 sıralarında koridordan gelen seslere uyandım. Eşime kavga olabileceğini ve bakmasını söyledim. Eşim baktığında yangın olduğunu ve kalkmam gerektiğini söyledi. Pandemi zamanında kullandığımız maskelerden gördüm, elime geçirdim ve çıktım. Eşim bu sırada ’Yangın var çıkın’ diye bağırıyordu, sonra ben kızımı aldıktan sonra koşmaya başladık" dedi.
“DUMANA MARUZ KALSAYDIM BUGÜN BURADA OLMAZDIM”
Aras, savunmasına şöyle devam etti:
"Sanırım birkaç oda sonra dumanın içine girdim. Dumanların içine girerek merdivenlerden inmeye başladık. 6 veya 5. katlarda nefes bile zor alıyorduk. Bu katlarda 8-9 yaşlarında bir çocuk gördüm, onu da alarak dışarı çıktım. Çocuk oyun odası görevlisini gördüm ve 2 çocuğu da ona teslim ettim. Çocuğa adını ve annesinin adını sordum. Ardından onları Grand Kartal’ın yanındaki Kartal Otel’e bıraktıktan sonra dışarı çıkıp çocuğun annesini aramaya başladım. Çok büyük bir panik anıydı.
"NİHAİ KARARI BABAM VERİYOR"
Nihai kararların babası Halit Ergül tarafından verildiğini aktaran Elif Aras, "Biz emir, talimat vermeyiz, işletmeye karışmayız, imza yetkimiz yoktur. Biz arada bir zorunlu bir şeylere imza atmak için toplandığımız zamanlarda buluşmalara katılmam, bu işlerden anlamam. Sadece sömestr zamanları gelirim, bazen de hafta sonları gelirim. Eksikliklerle alakalı hiç bir bilgim yok ve bunlarla işim olmaz, eksikliklerin ne olduğunu bilmiyorum. Eşimin kağıt üstündeki görevi genel müdürdür. Ahmet Demir Gazelle Otel’in genel müdürüdür Grand Kartal Otel’e karışmaz” ifadelerini kullandı.